TalkEnglish Logo

İngilizce Konuşma ile ilgili Dil Bilgisi

ESL öğrencilerinin akıcı İngilizce'ye sahip olmaları için, dil bilgisi çalışmak ilerlemenizi önemli derecede yavaşlatabilir. Temel dil bilgisi gereklidir; fakat dil bilgisi üzerine yoğunlaşmak sizi, kabul edilebilir bir zaman çerçevesinde, akıcı konuşabilme konusunda alıkoyabilir. Dil bilgisi iletişim ve yazma becerilerini geliştirmede en etkilidir; fakat bu sadece akıcı İngilizce konuşmada sağlam bir temele sahip olanlar ile alakalıdır.

Bir sınav için ders çalışıyorsanız veya dil bilgisi kurallarının ayrıntılarını öğrenmek istiyorsanız, İngilizce Dil Bilgisi Temelleri bölümümüzü çalışabilirsiniz.

Tüm dünyadaki herkes arasında bir ortaklık vardır, o da; herkes dil bilgisi öğrenmeden konuşmayı öğrendi. Konuşmak, bütün İngilizce öğrenenlerin birinci aşamasıdır. O halde İngilizce'de acemiyseniz, lütfen dil bilgisinden önce konuşma ve dinle becerileriniz üzerinde odaklanın. İngilizce'yi akıcı konuşabilmeye başladıktan sonra, dil bilgisinin ne kadar kolay olduğunu fark edeceksiniz. Diğer yollar işe yaramaz. İngilizce'de akıcı olmak, dil bilgisi öğreniminize yardımcı olmasına rağmen, dil bilgisi çalışmak konuşmanıza yardımcı OLMAZ.

Bu görüşten dolayı, dil bilgisi üzerine büyük bir bölüm ayırmadım. Sadece yeni başlayan birisinin İngilizce çalışmadan önce bilmesi gereken bazı dil bilgisi derslerine yer verdim. Lütfen onları gözden geçirin ve onlara çalışın, daha sonra konuşma ve dinleme becerileriniz üstüne çalışın.

Özne nedir?

Bir cümlede yer alan özne bahsettiğiniz "who" veya "what" ifadeleridir. Her cümlede özne olması gerekir. Bir özneniz yoksa, bu durumda cümle yanlıştır ve hiç kimse ne konuştuğunuzu anlamayacaktır.

Diğer dillerde, özne her zaman gerekmemektedir. Sözlü olarak, sizi dinleyen kişi konuştuklarınızı anlayacaktır, bu nedenle özneye gerek yoktur. İngilizce'de ise özne daima gereklidir.

Burada öznenin altı çizilmiş kısa cümle örneklerini bulabilirsiniz.

"I am hungry"
"My brother is very smart"
"That computer is very expensive"
"We are going to the store now"
"My sister and I will be waiting here"
"The building is very big"


"When are you going to eat lunch?"
"Why are they waiting in line?"
"Who is going to take you to the store?"


Yüklem nedir?

Cümlede yüklem, kişiye öznenin ne olduğunu veya ne yaptığını bildiren kısımdır. Yüklem, fiil içeren bir ifadedir. Fiil daima yüklemin içinde yer alır.

Özne konusunu işlediğimiz derste yüklemleri tanımlamak için kullandığımız örneklere göz atalım. Onları altları çizilmiş olarak göreceksiniz.

"I am hungry"
"My brother is very smart"
"That computer is very expensive"
"We are going to the store now"
"The building is very big"

Yukarıdaki kısa cümlelerde, özne ve yüklemi tanımladık. Çoğu temel cümlelerde, özneyle bağlantılı bir özne ve eyleme ihtiyaç duyarsınız. Bu konuyu daha ayrıntılı bir şekilde anlamak için fiilleri inceleyelim.

Fiil nedir?

Fiil, bir eylem, varoluş veya bulunmadır. Şimdiye kadar kullandığımız basit cümlelerde fiil çoğunlukla varoluş formundadır. Bu formlar "am", "is" ve "are" şeklinde ifade edilir.

Diğer fiil türleri aşağıdakiler gibi eylem fiilleridir:

Wash
Run
Walk
Throw
Jump
Dance
Laugh
Learn
Teach

Birçok eylem fiili bulunmaktadır, ancak neyi belirtmek istediğimi size açıklamak için sadece birkaçını listeledim. Bu konuyu anlamanıza yardımcı olacak birkaç cümleye göz atalım.

"I need to wash my face"
"Jane taught Jill"
"Mike is laughing"


Fiil aynı zamanda cümlenin başında yer alabilir.

"Throw the ball at the catcher"
"Run towards the finish line"

Fiili anlamak önemlidir, ancak sadece bir özne ve fiile sahip olmak yeterli değildir. Örn; "Jill run" tam bir cümle değildir. Jill bir özne, "run" ise bir fill olmasına rağmen, bu tam bir cümle değildir. İşte bu nedenden dolayı yüklem hakkındaki bir önceki ders önemlidir. Yüklem ile bu cümleyi uygun bir cümleye dönüştürebiliriz. "Jill is running" örneğinde olduğu gibi.

Artikel nedir?

Artikeller oldukça kolay görünür, ancak artikelleri öğretmek son derece zordur.

"A", "An" ve "The"nin her biri artikeldir. Aralarındaki farkı açıklamak kolaydır, zor olan ne zaman kullanıldıklarını açıklamaya çalışmaktır.

"A" ve "An" aynı anlamdadır. Her ikisi de belirsiz artikeldir. Sadece kendilerinden sonra gelen sözcük veya sese bağlı olarak farklılık gösteririr. Bu konuyla ilgili kısa bir açıklamaya bakalım.

Bir sonraki sözcüğün bir ünsüz ile başladığı durumlarda "A" artikelini kullanmalısınız.

"A dog..."
"A boy..."
"A building..."
"A hamburger..."

Bir sonraki sözcüğün ünlü bir sesle başladığı durumlarda "An" artikelini kullanmalısınız.

"An eagle..."
"An umbrella..."
"An elephant..."
"An awesome book..."

"The" belirli artikeldir. Farkı, bahsettiğiniz isim veya öznenin belirli olup olmamasıdır. Bu farkı anlamanın en iyi yolu örneklerdir, bu nedenle şöyle bir göz atalım.

"I am going to a library to study" dediğinizde, konuştuğunuz kişi hangi kütüphaneye gittiğinizi bilmemektedir. "I am going to the library to study" derseniz, bu durumda konuştuğunuz kişi gideceğiniz belirli kütüphaneyi bilmektedir.

"I am going to a coffee shop" (Belirli bir kafe değil)
"I am going to the coffee shop" (Hem konuşmacının hem de dinleyicinin bildiği belirli bir kafe)

Burada çok az farklı bir örnek yer almaktadır, fakat yine de belirli veya genel olması açısından aynı konsepti korumaktadır.

"I am going to sit in front of one of the computers in the lab"
"I am going to buy a computer"

Laboratuvardaki bilgisayar, birçok bilgisayardan biri olabilmesine rağmen, doğru artikel "the"dır. Ancak bir bilgisayar alacağınızı söylerseniz, halihazırda belirli bir bilgisayardan bahsetmediğiniz takdirde, "the" artikelini kullanamazsınız. Bir bilgisayar satın almak, herhangi bir marka, tip veya boyutta olabilir, bu nedenle oldukça geneldir. Bu açıdan bu tür cümlelerde "A" artikelini kullanmalısınız.

Şimdi ise farklı bir örneğe bakalım:

"The heat wave is unbearable"
"I heard a heat wave is coming"

Bu cümleler arasındaki fark "heat wave"in ilk cümlede belirli, ikinci cümlede ise belirtilmemiş olmasıdır. İlk cümlede, ısı dalgası halihazırda mevcuttur ve her iki konuşmacı ve dinleyici konuştukları ısı dalgasının mevcut durumda deneyimledikleri şey olduğunu bilmektedir. İkinci cümle ise belirli olmayan, gelecekte gerçekleşebilecek bir ısı dalgasından bahsetmektedir.

Artikelin kullanıldığı ve KULLANILMADIĞI durumlar

Aklınızda tutmanız gereken yaygın bir kural; artikellerin bir isimden bahsedildiğinde kullanılmamalarıdır.

"Turn right at the burger store"
"Turn right at McDonalds"

"The boy was running very fast"
"Mike was running very fast"

Artikelin kullanılmadığı yerler hakkında diğer bir örnek ise konuşmada genel şeylerden bahsedilirken artikellerin kullanılmamasıdır.

"Too much alcohol is bad for you"
"Cigarettes can cause lung cancer"

Spordan bahsettiğinizde, bir artikele ihtiyacınız yoktur.

"I love playing badminton"
"Football is a dangerous sport"

Çoğu durumda, bahsedilen isim birden çok eyalet veya bölgeyi kastetmediği sürece bir ülkeden söz ederken artikel kullanmanıza gerek yoktur. Örneğin; "England" veya "Scotland" derseniz, bir artikele ihtiyacınız yoktur, ancak "The United Kingdom" ya da "The United States"den bahsediyorsanız, bu durumda artikel kullanmanız gerekir.